
Aux dentelles du ciel révéler la beauté de tes yeux mon enfant ma présence aux doigts de feu. 604
Aux dentelles du ciel révéler la beauté de tes yeux mon enfant ma présence aux doigts de feu. 604
Le coucou soliloque par intervalles l'avion Latécoère passe puis le silence les hêtres aux troncs tachetés que caressent les feuilles une mouche dans l'habitacle bousille et se pose sur ma main un vent léger se lève lumière et ombre sous les feuillages le chemin oblique sur la gauche là devant patika ve ortadaki çimen sırtı. Ne yaşadığının farkındalığı nefes almak bacakların ağırlığı önkollar baştan boyuna oturduğum yerden ağızdaki bu tükürük. Bir kelebek bir ışık ışını geçer güneş geri döner Aksankarınca ağaçların altındaki zıtlıklar. zihni sakinleştir gözlerini kapat nefes almaya odaklan. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra gelenleri almaya hazır olmak hangisi çıplak ten üzerinde serin bir rüzgar meleklerin okşaması çevremde ne var nesnelerin şekillerinin dışında bu boş hamilelik ve dolu beni tutan şeylerden beni bir araya getiren şeyin. kendi varlığımı hissediyorum ve gördüm Anlıyorum et baigne dans ce qui coule biyolojik unsurlarımı bağlayan şeyde listelenen nesnelerle hafızaya kaydedildi ve tüm alanı işgal bu nesneler arasında sen varken işte ben arıyorum çok gizemli. Vücudum açık pil o takılı kokuyu duymak tadı duymak daha önce duyduklarımı hissettim ve tattım onaylandı ve o da benim özgür bir ben gören kokuları ve tatları duyar ne ben değilim. Ma main touche l'inconnu o sadece benim için değil beynim ona rehberlik ediyor ve otomatizmleri hatıralardır geçmişimde yaşadıklarımdan et gelen geçmişimin ötesinden et çağların dibinden gelen. Bir gecede gün iken hafif bir yağmur yaprakları gagalar ve daha da kötüleşiyor picoti picota konserine katılıyorum ardından büyük damlalar sur le toit du vito bir traktör geçer il soulève la poussière ıslak toprak kokusu yükseliyor zamansız bir zaman kurulur kayınların bitmeyen heyecanı büyük damlaları tek başına itmek boğazları açık bir koroda bir yaprak üzerinde bir damla sorunsuz sallanıyor sonra hızla canlı sarsıntısına geri döner rüzgarda onun dansına. Bir dal ve yaprakları benimle konuşuyor koridorda her şey hareket eder çok ince her şey yaşar çatıya düşen damlalar su, hava ve ışık küreleridir beni besleyen sempati içinde kulak ve beyin ön camda su çizgileri oluşuyor. ben duyduklarım hızlanıyor kuşlar hala şarkı söylüyor orkestranın arka planında beni tüketiyorsun guguk kuşu guguk kuşuna devam ediyor askıya alındım artık yere dokunmuyorum yavaşlar hafif bir tazelik hissi beni ele geçiriyor. Hepimiz aynı duygulara sahip miyiz? Latecoère uçağının sesiyle hayal kuruyorum sac üzerinde davul çalan bin parmak bana nüfuz je suis la pluie le bruit de ce que j'écris. Damlalar aralıklı mevcut kayınlar taş duvarın arkasında kuru yapraklar kıpırdamadı onların dinginliğinde kıvrılmış. guguk kuşu çok uzakta kuşların şarkıları su damlalarını ele geçirmek sessizlik geri döner nefes orada. bir senfoni bir senfoni yaşıyorum ben senfoniyim sesleri kapalı. Bir sinek mahvediyor. 603
Bir akşam bir tren
satırın sonunda
podyumda çıplak bir vücut
ve etrafındaki yapraklar
tahtalar ayrıldı
ve eller
benim yükümlülüğüm
hafif parmaklarla dans etti
yıpranmış ahşap korkulukta.
Bir kez geçmiş
tebeşir çemberi
düşünceyi kaldırdım
hafızanın gelmesi için
yerinde
etrafında tafta olmadan
sadece bir şemsiye
puslu bir manzarada
o güzellik yere basar.
zambak çiçeği
teklifin mührü ile işaretlenmiş
birçok böcek çekti
yere yapışmış
ve gökten kelebekler
biri diğerinin arkasında
asa tutmak
böyle geçiş kuşları
à l'aise san parole.
602